Yöneticim Medya

Kitap Okumanın Dönüştürücü gücü

Kitap Okumanın Dönüştürücü gücü

Kitap okumak, sadece bir bilgi edinme süreci değil; aynı zamanda bir dönüşüm yolculuğudur. Bazen bir cümle, bir karakter ya da bir hikâye insanın düşünce dünyasını tamamen değiştirebilir. Bu benim için birkaç yıl önce, hiç beklemediğim bir anda oldu.

O dönemde hayattan oldukça kopuk, ne yapmak istediğimi bilemeyen bir haldeydim. Elime geçen kitapları da rastgele okuyordum. Bir gün bir arkadaşımın önerisiyle Albert Camus’nün Yabancı romanına başladım. Önceleri sıradan bir kurgu gibi geldi. Ama ilerledikçe kitabın içindeki duygularla, yabancılaşmayla, insanın kendi içinde kaybolmasıyla yüzleşmeye başladım. Ana karakter Meursault’un olaylara tepkisizliği, hayatı sorgulayışı beni derinden etkiledi. Sanki kendi duygularımı, bastırdığım düşüncelerimi onun üzerinden gördüm.

Kitap bittiğinde, içimde bir şeyler değişmişti. Sadece edebiyata olan ilgim artmakla kalmadı, kendime ve hayata bakışım da değişti. Artık olaylara daha derinlikli bakmaya, sorgulamaya ve yüzeyin altını görmeye başladım. Bu değişim, bana kitapların sadece vakit geçirme aracı olmadığını; aslında ruhu besleyen, insanı büyüten bir araç olduğunu öğretti.

O günden sonra kitaplara daha fazla zaman ayırmaya başladım. Felsefe, psikoloji, tarih, roman… Ne bulduysam okudum. Her kitap yeni bir pencere açtı, her karakter farklı bir yaşamla tanıştırdı beni. Kitaplar sayesinde hem dünyayı hem de kendimi daha iyi tanıdım.

Kitap okumak, insanın kendiyle kurduğu en özel ilişkilerden biridir. Sayfalar arasında gezinirken sadece başka hayatlara değil, kendi iç dünyamıza da yolculuk yaparız. Ve çoğu zaman, bu yolculuk sonunda başladığımız yerden çok daha farklı bir yerde buluruz kendimizi.